28 Kasım 2013 Perşembe

Bırak yakamı “şarkılanma”

2014 yılına hemen hemen bir ay kala, aklımdan Metis Yayınları'nın “Olmayan Kelimeler” isimli 2012 ajandası geçiyor. “Olmayan kelimeler”den kasıt şöyle anlatılıyordu: “Acaba dilimizdeki hangi kelimelerin eksikliği yaşadıklarımıza da etki yapıyor? Kimi hayati duygularımız, tecrübelerimiz sırf adları konmadığı için hayatın dışında, önemsiz, tali gibi görünüyor olmasın? Dünya gezegenindeki kaderdaşlarımız bizimkilerden başka hangi kavramları/duyguları/durumları adlandırmaya ihtiyaç duyuyor? Edebiyatçılar bizim dikkatimize hangi yeni kelimeleri sunmak istiyor? Engin Geçtan, Birhan Keskin, Murathan Mungan, Ayşegül Devecioğlu, Ahmet Sipahioğlu, Süreyye Berfe, Meltem Ahıska, Saffet Murat Tura, Niyazi Zorlu, Cemal Yardımcı, Türker Armaner, Fatmagül Berktay, Murat Uyurkulak ajandaya katkıda bulunan isimler arasında...”

Saffet Murat Tura, “şarkılanma” kelimesini anlatmıştı. Şarkılanma, alakasız zamanlarda mırıldanmaya başladığımız şarkılar oluyor. Hatta bu şarkılar baştan sona bildiğimiz, özellikle dinlediğimiz şarkılar olmayabiliyor. Genelde bu mırıldanış, bastırdığımız, farkında olmadan kafamıza taktığımız şeylerin, bilinç altımız tarafından bize gönderdiği mesajlar. Yani buna benzer şeyler yazmıştı Tura.

Bu aralar çok sık şarkılanma yaşıyorum. Hele bir şarkı var ki, özellikle dinlemediğim halde (mırıl mırıl mırıldandığıma göre duydum bir yerlerde) yakamı bırakmıyor. Böylelikle yeri gelmişken; Selam Olsun Bilinçaltıma...