24 Haziran 2013 Pazartesi

Zaaflar ve inkarlar

Bir bebek verdiler elime. Benim dedim, besledim, yıkadım… Gözümden sakındım, ilk adımına şahit oldum, ilk kez aşık olduğunu gördüm, bir film gibi gülümseyerek izledim onu. Evlenmek isteyenler oldu benimle, üvey baba istemem çocuğuma dedim. Yolda yürürken biri dokundu omzuma, o senin çocuğun değil dedi. Neyim diye sordum. Verdiği cevapla güzel olarak gördüğüm tüm yaşadıklarıma öfkeyle baktım. Zaten babam yoktu, bir de kocasız ve çocuksuz kaldım.

ᴥᴥᴥᴥᴥᴥᴥᴥ

Yozzurum’a taşındım. Yobazlıktan yakındım, evden çıkmadım, ailemi ziyarete geldikçe yobazlıkları anlattım. Yıllar sonra baba ocağına dönünce artık ben de bir Yozzurumlu olmuştum. Bunu fark ettim, ağladım.

ᴥᴥᴥᴥᴥᴥᴥᴥ

Üniversitede memleketi kurtaracak konuşmalar yaptım, edebiyatın Z’sinden çıktım, iki lafı bir araya getiremeyenlerle saniye oturamadım. Okul bitti. Bir köye tayin ettiler beni. İl aşırı, ülke aşırı konuşmalar yaptım arkadaşlarımla. Sonra sevgiye acıktım, bir köylü kızı sevdim.

ᴥᴥᴥᴥᴥᴥᴥᴥ

Eyleme gittim “Kahrolsun…” diye bağırdım, sevgiye açtım, yanımda bağıranı sevdim.

ᴥᴥᴥᴥᴥᴥᴥᴥ

İşe gittim, konuşunca koşarak kaçmak istediğim adam, bir gün gözlerime bakarken eridim, sevdim, çünkü sevgiye açtım.

ᴥᴥᴥᴥᴥᴥᴥᴥ

Ama tüm bunları başkalarına değil, kendime başka türlü anlattım.